- ağrı ve pazartesi.




-ağrı
şakaklarımdan parmak uçlarıma doğru seyreden bir tren gibi.
-pazartesi
anahtarlarım geceden bu yana kayıp. işin komiği, hatırlamıyorum neyi açtıklarını.
-ağrı
belki yıllardır konuşmadığımız o konuyu açıyorlardır. belki de sebebini dahi bilmediğimiz onlarca neşeye yol açıyorlardır.
-pazartesi
afallamanın lüzumu yok. kapı içeriden kilitlenmiş ve kasıklarımda bir ağrı.
-ağrı
uzun uzun sevişme sakatlıkları ve ısınmadan sevişilen çaylak yataklardan ya da yedi saat boyunca cebimdeki anahtarların üzerine yatıp uyumaktan.
-pazartesi
iyi de arkadaş.. biz dün gece ne içtik?
-ağrı
şimdi sırayla uyanılacak. önce ben uyanacağım, sonra dün gece ki ben. utançla pişman olunacak ve gerisi bildiğimiz pazartesi.
-pazartesi
sesin şey gibi, şey gibi işte. kurduğun bütün cümleler tavana asılı kalmış, sana nefes aldırmamış gibi.
-ağrı
soluğumu bu kadar derinden hissedebiliyor musun ef?
-pazartesi
yoo yo sadece solunda uzanmak hoşuma gidiyor. ne olur ihtimallerden bahsetmeyelim.
-ağrı
uzandığım yere kadar pişman oluyorum bazen, affet.
-pazartesi
canın sağ olsun da, biz dün gece ne içtik?
-ağrı
bir melodi var aklımda geceden kalma, seni defalarca çağırmama rağmen tek başıma dinlediğim.
-pazartesi
mutfak masasına bıraktığın not ve üzerindeki? benim tek istediğim ılık kahve kokusu.
-ağrı
( not: " i let love in" )

gece boyu dinlemiştim, biraz da sen dinle istedim. şimdi soruyorum sana, bana ne zaman dokunacaksın?

Yorumlar

Popüler Yayınlar