- kaç kere daha bir dine mensup olacağım?
—
Saat kaçtan sonra sis çöküyor sokağa? Kaç araba geçiyor yoldan? Kaçıncı aynı gün döngüsünün içinde yer buluyorum kendimi? Kaç saat daha oturacağım bu kafamı döndürmekten başka işe yaramayan kıçı kırık döner koltukta? Kaç kere daha yutacak bu zifirilik beni? Kaç kere daha havlayacak başı boş köpeğin teki? Veya kaç kere daha olmadık saatte uyandıracak komşunun yersiz öten horozu? Kaç kere daha evi zannedip cama çarpacak bir talihsiz kuş? Kaç kere daha bunca tuhaflığın içinde bulacağım kendimi? Kaç kere daha küfrederek kapatacağım bir şarkıyı? Kaç kere daha bir dine mensup olacağım? Kaç kere daha aforoz edileceğim hayatımdan? Kaç kere daha tatlanmadan mayhoşluğumla kalacağım? Kaç kere daha tatmak istenilecek bu mayhoşluğum? Veyahutta kaç kere daha tatmak istenilip yok yere eşeleneceğim? Kaç kere daha atom bombası gibi dağılacağımı bile bile isteyeceğim? Kaç kere daha çatık kaşlarımı sevmeyeceğim? Kaç kere daha sınırları, çitleri, kaleleri, evleri, kapıları, kilitleri kendi mevcudiyetimin devamlılık garantisi olarak görüp, bütün tehlikeleri bu duvarların ardında bırakmayı umacağım? Kaç kere daha bir boyun eğiş bizi huzurlu ve de mutlu kılacak? Kaç kere daha itaatsizliğin içinde kıvranacağız? Kalpten gelen bir itaat, sancısını çektiğimiz pek çok sıkıntıyı ortadan kaldırmaya yeter de artardı bile. Bu galip gelme istediği de neyin nesi? Kaç kere daha yenilgimizi kabul etmeyip onaylatmak için birilerine ihtiyaç duyacağız? Kaç kere daha duygularımızı doğru yere kanalize edemediğimiz için yıpranacağız? Veya kaç kere daha ne yapacağını bilmeyen ahmaklar misali yerimizden afallayarak fırlayacağız? Ve ben kaç kere daha “aşağılık insanoğlu her şeye alışır!" diyen Dosto amcamızın gözlerinden öpmeden geçemeyeceğim?
Yorumlar
Yorum Gönder
yorum