- baskın yumruklar


 YEŞİL KUNALA

Akşama kadar zihnimde biriktirdiğim olaylara ilişkin üzüntümü, günün o saatinde, başka hiçbir şeyle meşgul olmayarak yaşıyorum. Kendime masa başı ek bir iş buldum bile denebilir. Oturup günde beş dakika üzülerek başladığım maceram, artık günde kırk beş dakikaya kadar yükselmiş durumda ve artık sadece masa başı değil. Gün içinde ufak kaçamaklar yaparak yine bazı şeylere üzülmüyor değilim. Abartıyorsam lütfen söyleyin. Hayalin dünyası olmaz, düşlemenin cenneti, beklemenin cehennemi belki evet ama hayalin dünyası olmaz. Var olmak ne kadar yoruyorsa, bir o kadar da yok sayılmak yoruyor. Dünyanın üzücü üstünlüğünü kabulleneli de çok oldu aslında, eskiden daha iyimserdim. Tertemiz nice isteyişi de böyle böyle harcıyorum işte. Kaçmak istediğinde kaçamamak bazen gerçekten çok yorucu oluyor. Düşlerinin, düşüncelerin ile savaşmaya başlaması seni bitirmeye yetebiliyor. Hayal ettiklerin bir yağmur damlasının içinde akmaya başladığında hayat daha da sevilir olabiliyor. Ama akmayıp o dondurucu soğuğu hissettiğinde sanki bulutların içinde sıkışan yağmur damlaları gibi hissediyorsun kendini. Akmak isteyip akamıyorsun, soğukluğunu dışarıya veriyorsun, kendin kadar başkalarını üşütüyorsun ama akamadığın sürece de pek bir işe yaramıyor. Evet belki hayaller hep bir ihtimal üzerine kurulu, o skalayı da hiçbir zaman kestiremiyorsun. Ama sonunda senin yapmak istediğin şey o yağmur damlaları kadar ufacıkta olsa akmıyorsa, akacak olan şey bellidir. Vücudunda bulunan bir çift uzvun damlaları seni bitirmeye çoktan adaydır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar