30’
Sanki yıllardır bir aynanın karşısında durmuşum da, kendimi ilk kez 30’umda görmüşüm gibi. Yüzümde tanıdık çizgiler var, ama gözlerimde yepyeni bir hikâye. Çocukluğumun hayalleri, gençliğimin telaşı ve 20’lerimin karmaşası, hepsi birer gölge gibi ardımda sıralanmış. “Kendimle ilk defa 30’umda tanışacakmışım gibi” demiştim bir arkadaşıma ve bu söz, içimde yıllardır susturduğum bir gerçeği fısıldıyor. Sanki bunca zaman başkalarının gözlerinden kendime bakmışım; şimdi ise kendi gözlerimle, kendi ruhumla buluşuyorum. 30’um, bir eşik gibi; ne tamamen eski, ne de tümden yeni. Yüreğimde biriken anılar, kırık hayaller ve sessiz zaferler, hepsi birer iplik gibi dokunuyor bu yeni tanışmaya. Hayat, sanki bir puzzle’ın eksik parçasını elime tutuşturmuş da, “Şimdi tamamla,” diyor. Bu parçaları birleştiriyorum; ne mükemmel bir tablo, ne de kusursuz bir hikâye arıyorum. Sadece, kendim olmanın cesaretini topluyorum. 30’um, bir uyanış gibi; sanki yıllardır uyuyormuşum da, şimdi gözlerimi açıyorum. Haya...